"Enter"a basıp içeriğe geçin

E-ticarete başlamak

Eticaret kelimesi benim için 2002 yılına kadar çok şey ifade etmiyordu. Hepsiburada ve gittigidiyor gibi siteler yeni yeni populer olmaya başlamıştı, internette kredi kartı bilgilerini vermek henüz korkulan bir durumdu. O zamanlar sadece ürün bilgisi almak için interneti kullanıyor, alışverişi yerel elektronik marketlerden yapıyorduk.

gittigidiyor-2002


hepsiburada-2002

 

yukarıdakiler hepsiburada.com ve gittigidiyor.com 2002 yılından ekran görüntüleri

Şu anda böyle bir siteye denk gelsek büyük ihtimalle alışveriş yapmadan çıkarız. Tabi o zamanın şartlarına göre siteler genelde böyleydi.

Dünya devi amazon ve ebayin hallerine de bakın

amazon-2002

ebay-2002

 

Her ne kadar o dönemler risk de olsa, biz bir karar verip eticaret sektörüne giriş yapıp, bu konuda türkiyedeki sayılı e-ticaret sistemlerinden birine imza attık. Platinmarket eticaret sistemi

2005 yılında; henüz banka çalışanları, sanalpos dediğimizde aval aval bakarken, platinmarket ilk eticaret müşterilerine ulaşmaya başladı. Ürünlerini internetten satmak isteyen firmalar, çözüm aradıklarında Türkiye’de bu işin yazılımını yapan firma sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi.

Henüz eticaret türkiyede emekleme aşamasında bile değilken; sektörün ihtiyaçlarını belirlemek ve bunlara çözüm üretmek, bizim gibi birkaç eticaret firmasının eline bakıyordu. Bizler de ihtiyaca yönelik olarak sistemlerimizi sürekli olarak geliştirdik.

Bankalardan sanalpos alabilmek, kargo firmaları ile anlaşabilmek gerçekten zordu. kapıda ödeme ve mobil ödeme imkanı da o günlerde yoktu. O zamanlar cesaret edip de eticarete giren firmalardan ayakta kalanlar, gerçekten bu işin şu anda en refah dönemini yaşayanlardır. Çünkü insnaların eticaretten alışveriş direncini kırmak zor oldu. Bankaların 3d secure ödeme sistemleri getirmesi, mobil ödeme sistemleri ile para yerine kontür ile ödeme, kapıda nakit ödeme gibi opsiyonlar geldikçe insanların korkuları gitmeye başladı.

E-ticaret dendiğinde ilk akla gelen “kart bilgilerim çalınır mı?, ya beni dolandırırlarsa?” oluyordu.

Halbuki eğer internetten bir şey alırken kredi kartınızı kullanmışsanız, her durumda siz güvendesiniz. İnternette, müşteri bir ürünü satın aldığını ve parasını kredi kartı ile ödediğini kanıtlamak zorunda değil. Aksine firmalar, bir ürünü müşteriye teslim ettiğini  ve faturasını kestiğini kanıtlamak zorunda. Bugün korkusuzca kredi kartınızı istediğiniz sitede kullanabilirsiniz.

Eğer ekstrenizde şüpheli bir işlem görüyorsanız, ya da yaptığınız bir alışveriş elinize ulaşmadıysa, bankayı arayıp haber verdiğiniz dakikada paranız hesabınıza geri aktarılıyor. Yapılan tüm kredi kartı işlemleri devlet kontrolünde.

Tabi altyapıyı yapan kişiler olarak biz bunu ne kadar bilsek de, insanlara anlatamadığımız için, korkuyu yok etmek te başarısız oluyoruz.

Bu korkuyu yenmenin en büyük öncüleri televizyon kanallarına reklam verebilmiş olan büyük e-ticaret firmaları. Büyük alışveriş sitelerinin televizyon reklamları ile birlikte, artık herkes iternetten alışveriş yapmanın keyfi ve kolaylığına alışmış durumda. Artık kimseye yaptığınız işi anlatmakta zorluk çekmiyorsunuz. Kimseye sitenizin güvenilir olduğu anlatmak için sitenin her yanını ssl logolarıyla doldurmuyorsunuz.

 

Yukarıdaki tv reklamları e-ticaretin insanlarda güven oluşturmasında büyük öncülük etti.
Artık test için açtığımız örnek sitelerden bile insanlar gözü kapalı alışveriş yapıyorlar, yeter ki sitenizi bulabilsinler

Artık eticaret sistemi sahibi olmak için kimsenin bir çekincesi kalmadı. Satacak ürünü olan herkes en kolay yoldan bir eticaret paketi alıp anında ürünlerini internetten satışa çıkartabiliyor.

Önümüzdeki 10 yıl içinde inanıyorum ki kimse alışeriş için evinden çıkmayacak. O her boşlukta koştuğumuz alışveriş merkezlerinin çoğu müşterisizlikten kapanacak. İşini zamanında eticarete taşıyanlar ayakta kalabilecek.

Büyüyen bu pazarda bir an önce yerinizi almanızı öneririm